Teknoparkların Tarihsel Gelişimi

Teknopark'ların Tarihsel Gelişimi görseli Mentor Haber'de.
Teknopark'ların Tarihsel Gelişimi Görseli.

Teknoparkların Tarihsel Gelişimi sürecini incelemeden önce Pamukkale Teknokent Yönetici AŞ‘nin “Teknopark Nedir” ve “Teknoparkların Ortak Özellikleri” hakkında yaptığı açıklamaya yer verelim.

Teknopark Nedir?

Pamukkale Teknokent Yönetici AŞteknopark‘ı; yeni fikir ve buluş sahiplerinin başarılı olabilmeleri için uygun bir çalışma ortamı oluşturan veya kendi alanında kendini ispatlamış olan büyük şirketlerin ve küçük şirketlerin veya yeni girişimcilerin, güzel bir yaşam ve yerleşim yerinde bir araya gelmelerini, üniversite sanayi ve kamu kuruluşları arasında işbirliği sağlayan sistem olarak adlandırmaktadır.

Teknoparkların Ortak Özellikleri

Teknopark nedir sorusuna gayet net bir açıklama getiren Pamukkale Teknokent,  teknopark tiplerinden hangisi olursa olsun uygulanmasında birkaç ortak özellik bulunduğuna dikkat çekerek Teknoparkların Ortak Özellikleri’ni ise şöyle sıralamaktadır:

Teknoparklar genellikle gelişimini tamamlamış, güçlü ve etkin bir bilgisayar ağına sahip bir üniversite içinde veya yakınında bulunurlar. Teknoparklar iş bulma kurumları olarak görülmemelidir. İş olanaklarının artmasını destekler ancak girişimcilerinde yeterli teknik ve idari potansiyele sahip olmasına dikkat edilir. Her parkın belirli tür ve biçimlerde risk taşıması söz konusudur. Üniversite ve sanayi arasındaki bilimsel ve teknolojik potansiyelin devamlı geleceği hedefleyen bir ilişki içinde tutulması gerekir. Teknoparkların sanayi bölgelerine coğrafi olarak yakın ilişki halinde ulaşım ve iletişim olanaklarının güçlü olması gerekmektedir. Yönetim, girişimcilere karşı tarafsız ve bağımsız çalışma ilkelerine sahip olmalıdır. Teknoparkların kuruluş ve işleyişinde 2 tür sermaye vardır. Birincisi kuruluş sermayesi ikincisi risk sermayesidir. Parkın gelirleri, girişimcilerin ödedikleri kiralardan, patent haklarının satılmasından ve parktan ayrılan girişimcinin firmasına ortak olunmuşsa bu ortaklık payından oluşmaktadır.”

Teknoparkların Tarihsel Gelişimi

Pamukkale Teknokent Yönetici AŞ, teknoparkların dünyadaki tarihsel gelişimine şöyle yer vermektedir:

“Endüstri devriminden sonra teknolojik ilerlemeler ve yapılan buluşlar bir yanda yaşam refah düzeyini artırırken bir yandan da ekonomik rekabet konusu olmuştur.

Gelişmiş ülkelerdeki teknopark uygulamaları 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmış ve ülkelerin sanayilerinin teknoloji ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır.

Bugün kullandığımız anlamda ilk teknopark örnekleri, A.B.D’de girişimci üniversite öğretim üyelerinin bilgi ve ar-ge birikimlerini ekonomik değere yani üretime çevirme isteklerinden ortaya çıkmıştır.

İlk teknoparklar A.B.D’nin Kuzey Kaliforniya kısmında 1952 yılında Standford Research Park (Silikon Vadisi) adıyla ve Kuzey Karolina eyaletinde 1959’da Research Triangle Park adıyla kurulmuştur.

Kurulan bu teknoparklardan sonra teknopark kavramı değişik ülkelerde ilgi görmüş ve hızla yayılmıştır. Bunun temel nedeni demir-çelik, kömür gibi endüstrilerin 1970’li yıllarda çöküşü ile başlayan ve önemli boyutlara ulaşan işsizliktir.

A.B.D’den sonra teknoparkların kurulduğu ikinci ülke İngiltere’dir. İngiltere’de 1972 yılında Edinburg’da Heriot-Watt Üniversitesi teknoparkı ve Cambridge’de Cambridge Teknoparkı kurulmuştur.

1980’li yıllara gelindiğinde tüm dünyada 12’si A.B.D, 7’si Fransa ve Belçika, 2’si İngiltere’de olmak üzere 21 tane teknopark olduğu görülmüştür.

İtalya’da endüstri politikalarında oluşan değişim sonucu, 1980’lerin başında teknopark kurulması yönünde ilk çalışmalar başlatıldı. Diğer ülkelerin aksine İtalya’da teknoparklar ülkenin zayıf bölgelerinde başlandı ve ilk iki park Bari’de ve Trieste’de kuruldu.

Almanya’da teknopark kurulmasına ilişkin ilk çalışmalar Berlin Teknik Üniversitesi tarafından 1978’de başlatılmıştır. 1983 yılında Berlin’de Girişimciyi Destekleme Merkezi kurulmuştur. Bunu Aachen’de kurulan ikinci teknoloji merkezi izlemiştir.

Fransa’da ilk teknopark girişimi ülkenin en gelişmiş teknoparkı olan Sophia Antipolis’tir. 1972 yılında milli çıkarlar açısından önemli olduğuna karar verilerek kurulmuştur.

Japonya’da 1980’li yıllarda atılan teknopolis fikri 1990’lı yıllarda yaşama geçirilmiştir. Bu fikrin ortaya atılmasındaki en önemli amaç yöresel ve bölgesel kalkınmadır.”

Pamukkale Teknokent Yönetici AŞ, teknoparkların Türkiye’deki tarihsel gelişimine şöyle yer vermektedir:

“Son 20 yıla kadar sadece yurt dışındaki üniversite çevrelerinde tanınan teknoparklar bugün Türkiye’de çok önemli konuma gelmiştir.

Türkiye’de ilk teknopark kurma düşüncesi 1980’li yılların başında oluşmaya başlamıştır. İ.T.Ü İstanbul Sanayi ve Ticaret Odası ile 1985 yılında bir teknopark uygulamasını faaliyete geçirmiştir.

Daha sonra bu teknopark İ.T.Ü ile KOSGEB arasında imzalanan anlaşma gereğince Teknoloji Geliştirme Merkezi adı altında faaliyetlerini sürdürmüştür.

1988 yılında İzmir’de kurulan İzmir Teknopark A.Ş, Ankara’da ODTÜ bünyesinde kuruluşunu tamamlayan teknoparkla birlikte, İzmit Gebze’de TÜBİTAK-MAM içerisinde oluşturulan teknoparklar faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bunların yanında İzmir, Konya, Kayseri ve Eskişehir üniversitelerinde teknopark inşaatları devam etmektedir. Türkiye’de ki bu örnekler bir bakıma İnnovation Center veya kuluçka merkezleridir. Bunlar teknoparkların küçük modelleridir.”